''Artık sadece beni gerçekten heyecanlandıran, kalp atışlarımı hızlandıran, ''İşte bu, işte bu'' diye sesli / sessiz çığlıklar attıran kitaplar okumak istiyorum.'' demiştim aylar önce. Ne mutlu bana ki dileğim gerçek oldu. Son zamanlarda okuduğum kitapların çoğu o kategoriye girer. Dünden beri içimde havai fişekler patlatan bu nefis kitap da onlardan biri.
Dün yorucu ve dolu bir gündü. Emre'nin okulunda ilk kez bir gösteri oldu. Anneler günü sebebiyle. Daha dün karnımda Eren'le başladığım Emre'nin okul öncesi yıllarının sonuna mı geldik sahiden? 3 güzel şarkı söylediler topluca. Sonra Sertab'ın 'Bir tek annem olsun, bana bir şey olmaz'ı eşliğinde hediyelerimizi verdiler. Ağlamamak mümkün mü?
Kitaba sabahtan başlamış ve çok hoşlanmıştım . Akşam biraz yorulmuş biraz dağılmış halde eve geldik. Zorla bir yemek yedik. Çocuklar kudura dursun aldım kitabımı ve battaniyemi, tüm tacizlere rağmen okudum onların yanında. Son 30-40 sayfayı da sabah bitirdim, yüzümü bile yıkamadan.
Offf..Çok güzeldi çok. Taptaze çikolatalı bir pasta gibi, çıtır çıtır bol susamlı simit gibi, mis gibi bir bardak çay gibi, çıkılacak bir tatil gibi, yumuşacık bir pijama gibiydi. Bol bol gülümsetti, ağlattı, hüzünlendirdi.
Nermin Yıldırım çok teşekkürler. Kelimelerin gücünü hatırlattığın için. Aboneyim bundan sonra sana. Ne yazsan okurum.
İşte minik bazı alıntılar:
''İçimde yeşil erik pınarında yıkanmışım gibi mayhoş bir kamaşma oldu. O gün o masada, minik bir pericik gelip çubuğuyla bana dokundu. Perilere ve çubuklara inanmazdım ama aynen böyle oldu. Tabii o zamanlar kıça giren peri çubuğu diye bir şey olduğunu bilmiyordum henüz.''
''Nicedir kuşkonmazdan öteye gidememiş kalbimde her birine dokunmak istediğim şaşkın fesleğenler yeşermişti.''
''Dünyaya yeniden gelsem kesin odun olur, Gepetto ustanın ellerine düşerdim.''
''Denizini arayan incecik nehir misali ona akmaktan alamadım kendimi. Su donar, ateş yakar ben ona akardım. ''
''Aklını kaçırmış birini arıyorsanız başka yere bakmayın. Muhakkak bankadadır. Banka müşterinin, müşteri bankacının hayatını karartmak için vardır.''
''Ben kalbime kaçak elektrik hattı çektiğim günlerin sonunda eve döndüğümde onun gözlerine bakmayı bile beceremezdim''
''O an dünyaya bir duygu olarak gelsem baştan ayağa ''hasret'' olurdum.''
''Elinden geleni fazlasıyla yapacağı konusunda aklıma güveniyordum. Bir deli aklına ne kadar güvenmeliyse, işte o kadar güveniyordum. Yani bütün kalbimle.''
''İşte o kapıdan girerken kendimi ittirerek bir nevi kavimler göçü başlattığımı, bir devri kapatıp yenisini açtığımı hissediyordum''
''Yüzünden sırasıyla orgeneral samimiyeti, boksör sevecenliği ve Goebbels hümanizmi geçti. ''
'' Elime siyah kaplı bir dosya tutuşturdular. Üzerinde kara kutu yazıyordu. Demek ki çoktan düşmüştük.''
''Bir şeyler arayıp durmayı, bulmanın aramakla değil, kaybetmekle ilgili olduğunu anladığımda bıraktım''
''Kalbimi eşelerken , hayallerimin aynı kaldığını keşfetmek beni şaşırttı. Orada olduklarını bile bilmiyordum. Belli ki kırılmamak için saklanmışlardı. Hayallerimi hatırlayınca masumiyetime inandım. Sanırım bu bana her şeyden daha iyi geldi. ''
''Ayrılmaya karar vermedik çünkü zaten birlikte değildik.Şimdi adına biz dediğimiz şeye , ömrümüzün duvarına asılmış bir resim gibi uzaktan bakıyoruz''
''Öyle şefkatli ki insana yaralarını hatırlatıyor. Oysa biz yaraların çirkin olduğunu öğreten bir dünyanın mahsulleriyiz. ''
''Günün birinde ışıkları kapatıp, ütüyü prizden çekecek zaman bulamadan, doğru dürüst bir son söz bile yumurtlayamadan çat diye ölürsünüz. Oy anam dersiniz mesela, hık, gık, aghh filan dersiniz. Halbuki bir romanda olsaydınız ''Elveda bütün hatıralar '' diyebilirdiniz.''
Etiketler: Favoriler, Kitaplık, Nermin Yıldırım, Roman, Unutma Dersleri