Bir Hayat Bir Hayata Değer

Bir Hayat Bir Hayata Değer

Ahmet Altan'ı seviyorum. Ciddi seviyorum. Benim için kadın ruhunu en iyi tanıyan erkek yazarlardan biridir. Siyasi bir kişiliğe dönüşerek ''aşk romanlarının unutulmaz yazarı'' olma şansını kaybetti malesef .

Kristal Denizaltı'na benzeyen bir tarzı var bu kitabın da. Denemelerden oluşuyor. Pek çok kitap, yazar ismi geçiyor. Erdal Öz'ün Odalarda isimli romanını veya benim de çok sevdiğim Madison Kasabasının Köprüleri filmini Ahmet Altan'ın kaleminden çıkan satırlarda okumak beni fazladan mutlu ediyor. O zaman yazar ete-kemiğe bürünüyor, sahici oluyor.

Okurken en bariz düşüncem ''Çok özlemişim'' oldu. Hevesle, istekle çevirdim sayfaları. Ahmet Altan külliyatını tamamlamam lazım.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


''Dindar olmadım, inançlı olmadım.
Hala da değilim.
Hiçbir zaman da olmayacağım herhalde.
Ama din fikrini ve gerçek dindarları seviyorum.
Tanrı'yla ilişkim ise anlatılması çok zor çelişkilerle dolu.
Varlığına inanmıyorum ama O varmış gibi hissetmekten hoşlanıyorum.
Artık ne ölümden ne sonrasından korkuyorum ama öldükten sonra sevecen bir ışıkla karşılaşıp yaramazlık yapmış küçük bir çocuk gibi o'na sığınıp gülümseyeceğimi aklımdan geçiriyorum.''

''Emma Bovary, okuduğu romanlardaki gibi bir hayat sürmek istiyordu.
Derin bir tutku, gerçek bir aşk istiyordu.
Bunu istemeyen bir kadın var mı?
Ve, erkeklerin duyarsızlığına ve aldırmazlığına çarpıyordu.
Çarpmayan bir kadın var mı?
Bundan kurtulmak için çırpınıyordu.
Çırpınmayan bir kadın var mı?
Çırpındıkça daha çok acı çekiyordu.
Çırpınırken acı çekmeyenbir kadın var mı?''

görsel şuradan 
''Kadınlar gibi erkekler de romantizmi ve aşkı özlerler.
Özlemekten, terk edilmekten ve aldatılmaktan kadınlara kıyasla çok daha fazla korktukları, aldatılmanın acıları karşısında kadınlardan daha dayanıksız ve güçsüz olduklarından, özlemeyi becerebilecek ruhsak bir kıvraklığa sahip olmadıklarından bunu reddetmeye, bu duygularla alay etmeye çalışırlar.

İçinde kelebeklerin uçuştuğu bir gergedan gibi dolaşırlar onun için.

Bütün kadınların memelerine aç gözlülükle baksalar, salınan kalçalarından gözlerini alamasalar, yeryüzünün bütün kadınlarıyla sevişmek için azgın bir istek duysalar da, derinlerde bir yerlerde, önündeki küçük avlu akşam üstleri sulanan evlerinde, sevdikleri kadınla bir masa kurup, gülerek yemek yemek, şakalaşmak, güvenle sevmek, her gece aynı kadının bedenini özlemek, her gece aynı kadının kendisini şaşırtmasının tadını çıkartmak isterler.

Hep aynı kadını sevmek isteriz biz.
Hep aynı kadını severiz.
Bunu söyleyecek, kabul edecek, bu gerçeği taşıyabilecek gücümüz yoktur sadece.''


''Ben sırlarını seviyorum hayatın.
Gizli olanını
Resmini değil, o resmi görünmez yapan çizgilerini.
Meleklerin korkunç olduğunu söyleyen şairlerini seviyorum.
Olgun bir gülümsemeyle bir zeytin ağacının altında korkunç meleklere dair şiirler okuyorum...''

Bir Hayat Bir Hayata Değer


''Kitaplar beni hayatın hoyratlığından, kabalığından korurlardı.
Yalnızlıktan da..
Belki de bu sayede yalnızlıktan hiç korkmadım.
Eline bir kitap alırsın ve birden kalabalıklaşıverir etrafın.

Çocukken onlardan bir şey öğrenmek için okumadım,sadece zevk aldığım, defalarca başka hayatların içine girip onları yaşamaktan heyecanlandığım için okudum.
Zaten beni okullardan bunun için attılar.
Bana bir şey öğreten kitaplara ısınamadığım için.


İyi bir kitap, benim için, bana hayatı unutturup yeni bir hayat yaratan kitaptı.  '' 

Etiketler: