Gizli Anların Yolcusu, Ayşe Kulin

Ayşe Kulin


Ayşe Kulin favori yazarlarımdan değil. Geniş Zamanlar isimli öykü kitabını çok severim yalnız. Hala kitaplığımda olan tek Ayşe Kulin odur. Birkaç romanını okudum, yüzeysel buldum. Emeğine haksızlık etmek istemem , Dürbünümde Kırk Sene'sinde ne kadar zahmetli bir yaşamı olduğunu, 4 erkek çocuk büyüttüğünü (İlk evliliğinden olan Ali ve Mete'nin velayetini almak için yıllarca gidip geldiği mahkemeleri anlatırken çok üzülmüştüm) , ekmeğini taştan çıkardığını okumuş ve hayran olmuştum. Ülkemizde sadece kaleminin kuvveti ile geçinmek kolay olmasa gerek ayrıca. Kadın neredeyse her sene bir roman yazıyor; dile kolay.

Bunları biliyor olmak Gizli Anların Yolcusu'nu okurken çok sinirlendiğim, kendimi aptal yerine konmuş hissettiğim gerçeğini değiştirmiyor elbette. Neden anlatayım:

Efendim çocuklarını kaybetmiş mutsuz bir çift var ilk olarak. Anne feci depresyonda , ruh çağırma seanslarında filan teselli arıyor. Adam sabırlı, karısını da seviyor aslında ama sıkıntılı süreç uzadıkça uzuyor. Karısı bir türlü toparlanamıyor.

Adam ortağı Handan'a dert yanmaya gittiği bir gece sarhoş oluyor ve ortağı ile yatıveriyor (!). Sadece yatak arkadaşı olalım diyerek başlayan bu ilişki kısa sürede Handan'ın kıskançlıkları, kaprisleri ile basbayağı metreslik halini alıyor. Adam evde karısının, iş yerinde metresinin baskısı ile iyice daralıyor.

Bu arada şirkette çalışan Bora isimli genç bir delikanlının ''arkadaşım yazdı'' diyerek ellerine teslim ettiği bir roman taslağını okumaya başlıyor. Bu sırada bir yolculuktalar. Yazılanlar akıl alır gibi değil, ücra bir doğu köyünde Kuran hocasının yıllarca tecavüzüne maruz kalan roman kahramanının aslında Bora'nın kendisi olduğunu anladığında üzüntüden kahroluyor ve genç adamla teselli babından yatıveriyorlar (!) ve nasıl oluyorsa 50'li yaşlara kadar katıksız bir hetero olan adam bir anda gerçek aşkı bulduğunu anlıyor.

Artık mutsuz bir karısı, kaprisli bir metresi, hassas ve aşık gay bir sevgilisi olan adam yine de azimle durumu idare etmeye çalışıyor ve Bora'yı mutlu etmek için Çin'e bir yolculuk ayarlıyor bin bir dalavere ile. Öyle ki okurken bile içime fenalık geldi. Ortağına ayrı, karısına ayrı bir sürü yalan söylüyor.

Çin'de mutlu mesut gezerken Çin seddinde meraklı bir Türk aileye rastlamıyorlar mı? Aile bunlarla fotoğraf çektirmiyor mu? (Neden?) Sonra büyük bir azimle fotoları bunlara göndermeye uğraşıyor ve gönderemiyorlar mı? Daha da saçması İzmir'de bu meraklı ailenin erkeği ile karşılaşıyorlar adam ve metresi. Erkek de olanca salaklığı ile metresten gizlenen bu Çin yolculuğunu anlatmıyor mu?

Ayşe Kulin
Eh, koskoca Ayşe Kulin'in kurgusu bu..Saçımı başımı yoldum . Bir de sanki tüm gay erkekler peluş oyuncak sevmelidir gibi bir algı ile Bora habire adama oyuncak hayvancıklar alıyor ve aslı ''yumoş'' olan kelime ısrarla ''yumuş'' olarak yazılıyor . Böyle de klişeler vs.

Özetle: Okumayın demiyorum, hobi olarak yine okuyun ama bir şey beklemeyin.


Ayşe Kulin en iyi kitabı
Sevdiğim tek Ayşe Kulin kitabı. Dizisi de yapıldı. Zuhal Olcay oynadı. Çok da güzeldi. Kitap ince, 5-6 öykü var yanlış hatırlamıyorsam. Bir kadının memeleri ile kurduğu ilişkiyi anlattığı bir öykü vardı , çok çarpıcı idi. 



Etiketler: , ,