Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı-1.Bölüm


Time dergisinin yaptığı ''En etkili 25 Amerikalı'' listesinde yer alan Stephen Covey 'i bana duyuran kitaplarımı aldığım internet sitesi oldu. İç sayfalara göz attım ve hani vardır ya ''Bu kitabı okumalıyım'' duygusu, onu hissedince de sipariş ettim.


Bütüne baktığımda, çok temel fikirleri oldukça etkileyici şekilde bir araya getirdiğini söyleyebilirim. Hepimizin bildiği  ama unutmaya da çok hevesli olduğumuz şeyler bunlar çünkü ciddi bir planlama ve karakterimizde / alışkanlıklarımızda değişiklikler yapmayı gerektiriyor.


Kitabın ilk elli sayfası bir giriş niteliğinde. İlkeler ve yaşama baktığımız gözlük diyebileceğim paradigmalar üzerine. Bu kısım bana biraz ''karmaşıklaştırılmış'' geldi. Sanki yazar bilerek daha akademik bir dil kullanmış gibi hissettim. Bu ayrıntı dışında gayet anlaşılır ve derinde hepimizin onaylayacağı savları olan bir eser.


Keşke 20'li yaşlarımda okusaydım dediğim kitabı tavsiye ediyorum gönül rahatlığı ile.

Alışkanlıklar şöyle:


1. Proaktif ol: (sen programlayıcısın)

(Benim deyişimle kurban rolünden vazgeç, yaşamının sorumluluğunu üstlen demek proaktivite.)

Doğamız gereği hepimiz proaktifiz. Yaşamımız eğer  koşullara bağlı ise, bilinçli bir karar ya da ihmal sonucu , kendi denetimimizi bu etkenlere teslim etmeyi kendimizin seçmesi bunun nedenidir.

Reaktif (tepkisel)  insan sıklıkla fiziksel ve sosyal çevrelerinin etkisindedir. Hava iyiyse ya da çevrelerindeki insanlar onlara iyi davranıyorsa  iyi hissederler. Duygusal yaşamlarının merkezi olarak başkalarının davranışlarını seçer, diğer insanları denetlemek için onların zayıf yanlarını pekiştirirler.

Roosevelt'in dediği gibi ''İzniniz olmadıkça kimse size zarar veremez''. Duygusal açıdan bunu kabul etmenin çok zor olduğunu biliyorum; özellikle de yıllar yılı mutsuzluğumuzu koşullara ya da başkalarının davranışlarına bağlamışsak. Ancak bir insan , içtenlikle ve dürüst bir biçimde ''Bugün böyle olmamın nedeni dün yaptığım seçimlerdir'' demedikçe , ''Başka yol seçiyorum'' da diyemez.


2. Sonunu düşünerek işe başla (programı yaz) 

En temel uygulama, bugünüze yaşamınızın sonuna dair bir imge, resim ya da paradigma ile başlamaktır.

Sakin bir ortamda kendi cenazenizi düşünün. Ailenizin, iş arkadaşlarınızın, dost ve komşularınızın sizin hakkınızda neler söylemesini isteyeceğinizi ayrıntılı bir şekilde yazın. Kendi ''başarı'' tanımınızı ancak bu şekilde bulabilirsiniz.

Bize gereken bir hedef ve pusuladır. Her birey kendisi için bir anayasa hazırlamalıdır. Ailenin de bir anayasası olmalı hatta duvarda asılı olmalı ve yılda en az bir kez güncellenmelidir.



3. Önemli işlere öncelik ver (programı çalıştır)

Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı

Etkili insanlar zamanının çoğunu ikinci karede yani ''önemli ama acil değil'' karesinde geçirir. İlişkiler kurmak, kişisel bir anayasa (yazar misyon bildirgesi diyor)  yazmak, uzun vadeli planlama, önleyici tedbirler gibi sürüncemede kalan konuları ele alırlar.

İçinizde alev alev yanan daha büyük bir ''evet'' yoksa üçüncü karenin popülerliğine ya da dördüncü karenin vereceği zevke ''hayır'' demeniz neredeyse imkansızdır.

4. Kazan / kazan diye düşün

Bu paradigmanın özünde 3 karakter özelliği vardır:

Kişisel Bütünlük: Kendimize biçtiğimiz değerdir.
Olgunluk: Cesaretle düşüncelilik arasındaki dengedir.
Bolluk Zihniyeti: Ortada herkese yetecek kadar bir şeyler olduğu inancıdır. Kıtlık zihniyetindeki insanlar gizlice başkalarının şansının yaver gitmemesini umar. Her zaman kıyaslar, her zaman yarışır.

Kazan / kazanın özü duygusal banka hesabı yani güvendir. Banka hesaplarının dolgun ve iki tarafın da  Kazan / kazana bağlı olduğu ilişki müthiş bir sinerji için sıçrama tahtasıdır.

(Kişisel notum: Yazar çok kapsamlı ve derin bir şeyden bahsediyor. Sadece kişisel bütünlük bile başlı başına hatta tek başına çok önemli iken sanki çok basitmiş gibi, ilişkilerimizde iki tarafın da kazanması mümkünmüş gibi anlatıyor. Bu alışkanlık beni çok tatmin etmedi doğrusu.)


Devam edecek..

Etiketler: ,