Okulsuz Toplum, Ivan Illich

Okulsuz Toplum, Ivan Illich


Okuması zor bir kitap oldu benim için. Araştırmalar, makaleler ile desteklenmiş , sıkıcı diyebileceğim bir eser , ancak öne sürdüğü fikirlere burun kıvırmak imkansız. Hele bizimki gibi
başarının nota, puana odaklı olduğu, her gelen bakanla koca eğitim sisteminin baştan aşağı değiştirildiği, Şeker Portakalı gibi bir kitabın sakıncalı bulunabildiği yalnız ve güzel bir ülkede çocuk büyütüyorsam.

Hem ben hem eşim etiket sevdalısı değiliz şükürler olsun. ''Filanca koleje gitsin çocuklarımız, gitmezse kendimi keserim'' sendromuna yakalanmadık -henüz- .Oldukça uzun eğitim hayatımızdan sonra mutluluk ve tatminin akademik başarıda değil, bireysel farklılıkların öne çıkarıldığı , çalışma kavramının yetenek ve keyifle iç içe olduğu bir eğitim anlayışı ile mümkün olduğunu düşünüyoruz.




Çok olağandışı bir gelişme olmazsa çocuklarımızın gideceği okul belli: Mutlu Keçi İlköğretim Okulu :)
Bu da okulumuzun öğretmenlerinden birinin blogu http://mutlukecilerinulkesi.blogspot.com.tr/

Kitaptan bazı alıntıları bu sefer fotoğrafla yapmak istedim. Yoksa bu yazı arada kaynayıp gidecek. Kitap sıkıcı olduğu
ndan tekrar elime alasım yok.

Okulsuz Toplum, Ivan Illich



Kitapla ilgili nette dolanırken şöyle bir blog yazısına rastladım:

''Yarışmacı eğitim anlayışının yok ettiği en temel özellik, bireyde sorgulama, anlama, anlamlandırma, merak etme, yaratma, eleştirme, güven duyma, hayal kurma, isteme, paylaşma gibi temel insani değerlerin gelişiminin engellenmesidir. Bu yok oluş, yarışmacı eğitim anlayışı savunucularınca bir kazanım olarak değerlendirilir. Martin (1998) bu özellikleri kazandıran eğitim uygulamalarının, bireyi yaşamın katılımcısı olmaktan uzaklaştırıp yaşamın gözlemcisi yaptığını ifade etmektedir. Oysa, merak eden, sorgulayan, anlayan, anlamlandıran, yaratan, eleştiren, kendine güvenen, hayal eden, isteyen, paylaşan vb. özelliklere sahip birey, kesinlikle kontrol altına alınamayacaktır. Bu özelliklere sahip birey, bireysel ve toplumsal yaşama ilişkin tüm kararları, kendi yeterliklerine dayalı alma gücüne sahip olacaktır. Bağımlılıkları, doğal -zorunlu- bağımlılıklarla sınırlı olan birey, kendini gerçekleştirme gereksinimini karşılama yolunda önemli adımlar atabilmiş demektir. Eğitim bireyselliğe, farklılaşmaya önem veren bir değerlendirilmeyle verilirse birey, uyumluluğunun yanı sıra kişiliğine, kendini gerçekleştirmeye yönelik yaratıcı boyutlar ekleyebilecektir.''

Okul hayatımızın başlamasından sonra fikirlerimiz nasıl olacak bakalım. Şimdilik böyle.

Etiketler: , , , , ,